NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
مَرْزُوقٍ
قَالَ أَخْبَرَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ أَنَسٍ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أُتِيَ بِلَحْمٍ
قَالَ مَا
هَذَا
قَالُوا
شَيْءٌ
تُصُدِّقَ
بِهِ عَلَى
بَرِيرَةَ
فَقَالَ هُوَ
لَهَا
صَدَقَةٌ
وَلَنَا
هَدِيَّةٌ
Enes (r.a.)'ten rivayet
edildiğine göre, Nebi (s.a.v.)'e et getirildi.
"Bu nedir?"
diye sordu.
Berîre'ye -sadaka olarak
verilmiş bir şey, diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.):
"Bu onun için
sadaka, bizim için ise hediyedir", buyurdu.
İzah:
Buhari, zekât. hibe;
Müslim, zekât; Nesaî, zekât; Ahmed b. Hanbel, III, 117,180, VI 115, 191.
Nebi (s.a.v.) "Bu nedir?"
diye sormakla etin nereden geldiğim öğrenmek istemiştir.
Berîre, bir cariyenin
adıdır. Âişe (r.anhâ), onu azad etmek için satın almak isteyince efendileri
velâmn[278] kendilerine ait olmasını şart koşmuşlardı. Hz. Âişe etin durumunu
Peygamber (s.a.v.)'e arz edince, ona şöyle buyurdu:
“Bu onun için sadaka,
bizim için ise hediyedir" sözünde Peygamber (s.a) Berîre'ye sadaka olarak
verilen etin, artık Berîre'ye ait sayıldığım, böylece o etin vasfının
değişmesiyle kendilerine sadaka olarak değil de hediye olarak takdim edildiğini
kast etmiştir.